dersambari.goo-dart.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dersambari.goo-dart.com

BİLGİ VE SLAYTLARDAN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLMANIZ GEREKMEKTEDİR!!!
 
AnasayfaKAPILatest imagesKayıt OlGiriş yapTürk Kurtuluş Savaşı Aataor10

 

 Türk Kurtuluş Savaşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AZİZ
Admin
Admin
AZİZ


Mesaj Sayısı : 536
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 31
Yer : Tokat/ZİLE

Türk Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Türk Kurtuluş Savaşı   Türk Kurtuluş Savaşı Icon_minitimeSalı 14 Nis. 2009, 13:20

<tr></tr>



<table width="100%" border="0"> <tr> <td>Türk Kurtuluş Savaşı</td>
</tr>
<tr> <td class="govdemakale">
</td>
</tr>
<tr> <td class="govdemakale">

KURTULUŞ SAVAŞI ( 1919-1922)
Türk Kurtuluş Savaşı; ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe
dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusca
girişilen, çok cepheli bir savaştır. Kurtuluş Savaşı; Osmanlı Devleti ’ni
yok eden, Türklere yaşam hakkı tanımayan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros
Ateşkes Antlaşması sonucu Türk milletinin bir ölüm-kalım mücadelesi
olarak başlamıştır. KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ DURUM: Osmanlı Devleti ’nin
Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes
Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Anadolu ve Trakya her türlü işgale açık
bir duruma geliyordu. Çünkü Mondros ateşkes hükümleri galip devletlere
gerekli gördükleri her yeri işgal etme hakkı tanıyordu. Ülke işgale
uğrarken Padişah için önemli olan; saltanatın, halifeliğin ve hanedanın
selameti idi. Bu antlaşma çok ağır koşulları içerirken, İstanbul
Hükümeti ileride yapılacak barış görüşmelerinde bu koşulları
hafifletebileceğini umuyordu. Mondros Ateşkes antlaşmasının hemen
ardından işgaller başladı. Bu antlaşmanın 7 inci maddesine göre, İtilaf
devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek
istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdi. Boğazlar İngilizlerin
kontrolüne geçti. İngilizler Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya,
Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars’ı işgal ettiler.
Fransızlar ise; Trakya’daki demiryolunun önemli istasyonlarını,
Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal ettiler. İngilizler
tarafından işgal edilen, Güney Doğu’daki bazı iller daha sonradan
Fransızlara terk edilmiştir. İtalyanlar ise Antalya, Kuşadası, Bodrum,
Fethiye ve Marmaris’i işgal ettiler. Konya ve Akşehir’e de asker
yolladılar. Mondros Mütarekesi’nin Doğu Anadolu’da 6 vilayetin
Ermenilere bırakılacağına ilişkin maddesi Ermenileri harekete geçirdi.
Ermeniler kurdukları Alaylarla Doğu Anadolu’da yayılmaya ve bölgedeki
Türklere zulüm ve baskı yapmaya başladılar. Kozan, Osmaniye, Mersin ve
Adana’ya Fransızlarla birlikte Ermeni çetecileri de geldi. Yunanlılar
kendilerine vaat edilen Ege Bölgesi’ni ele geçirmek üzere, İngiliz,
Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında, 15 Mayıs
1919’da İzmir’i işgale başladılar. İzmir’in işgaline tepki olarak
gazeteci Hasan Tahsin tarafından düşmana atılan ilk kurşun Kurtuluş
Savaşımızın başlangıcı olmuştur. Daha sonra Yunanlılar 3 koldan Ege
Bölgesi’ni işgale başladılar. Mondros ateşkes antlaşmasından sonra
işgallerin başlamasına karşılık Padişah ve Osmanlı Hükümeti işgallere
karşı ses çıkarmamışlar, orduyu geliştirip güçlendirmeye yönelmemişler,
sadece kendi çıkarlarını düşünmüşler, çekingen ve korkak davranmışlar,
ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için hiçbir tedbir
almamışlardır. Kurtuluş savaşımızda işgallere karşı ilk silahlı direniş
Güneydoğu Anadolu’da Fransızlara karşı başlamışsa da, ilk Kuvayı
Milliye hareketi Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı oluşturulmuştur.
Yunan birliklerinin İzmir’i işgal etmesi ve Anadolu içlerine ilerlemeye
başlamasına seyirci kalan Osmanlı Hükümeti’nden artık hiçbir şey
beklenemezdi. Bu durum, Kuvayı Milliye’nin doğuşunu ve Milli
Mücadele’nin başlamasını kolaylaştırıcı etkenler olmuştu. MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI VE KONGRELER
Gelişmeleri yakından takip eden Mustafa Kemal Paşa, Türk Halkının
ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız olarak bağımsız, yeni
bir Türk devleti kuracak güçte olduğunu inanıyordu. Padişahın ve
İstanbul Hükümeti’nin teslimiyetçi tutumu karşısında kurtuluş yolunun
Milli Mücadele olduğunu anlamıştı. Düşman işgallerine karşı bazı
bölgelerde gösterilen direniş ve milli teşekküllerin kurulması da onu
umutlandırmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmek için
bir fırsat aradığı sırada, Karadeniz’deki Pontus Rum çetelerinin
bölgedeki Türklere karşı saldırıları artmıştı. İngiltere asayiş ve
sükunun sağlanmaması durumunda bölgeyi işgal edeceğini bir nota ile
İstanbul Hükümeti’ne bildirdi. Padişah bölgedeki güvenliğin sağlanması
için Mustafa Kemal Paşa’yı 9.Ordu Müfettişliğine atamıştır. Güvendiği
arkadaşlarını yanına alan Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a
çıktı. Bu tarih aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başladığı
tarihtir. Mustafa Kemal, askeri örgütlenmeyi sağlamak için
Havza’dan Anadolu’daki tüm komutanlarla temasa geçmiştir. Komutanlara
ve Valilere yayınladığı genelgelerle (Havza Genelgesi) halka felaketin
büyüklüğünün anlatılmasını ve işgallere karşı da mitinglerin
yapılmasını istemiştir. İlk miting 30 Mayıs 1919’da Havza’da
yapılmıştır. AMASYA TAMİMİ (22 Haziran 1919) 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan
yayınladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla
saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu.
M.Kemal Amasya’da Anadolu ve Rumeli’de kurulan Mudafaa-i Hukuku
Derneklerini birleştirme, kongreler yaparak tüm ulusun kesin kararına
dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi’ni hazırlamıştır. Bu tamimin önemli maddeleri:
-Vatanın bütünlüğü ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Hükümet millet
için üstlendiği görev ve sorumluluklarını yerine getirememektedir.
-Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
-Ulusun haklarını dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve kontrolden
uzak bir ulusal kongrenin toplanması şarttır. Bu kongreye her ilden,
her sancaktan milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin seçilerek hemen
yola çıkarılması gereklidir. Keyfiyet milli bir sır olarak
saklanmalıdır. -Doğu illeri adına, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre
toplanacaktır. Amasya Tamimi’nin önemi: Bu tamim
ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan
ilk adımdır. Ulusun teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri
belirginleşmiştir. Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık fikri ilk kez
ortaya atılmıştır ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) Vilayet-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi ile
Trabzon Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti ortak bir kongre düzenlemek
için çalışmalar yapıyorlardı. 3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa
Kemal, 8 Temmuz’da İstanbul’a görevinden ve askerlikten ayrıldığını
bildirerek, Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdirmiştir.
Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi’nin
başkanlığına seçildi. Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon’u temsil
etmek üzere 56 delegenin katıldığı Erzurum kongresi 23 Temmuz 1919’da
Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanarak aşağıda yazılı tarihi kararı
almıştır. Erzurum Kongresi Kararları: -Ulusal
sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez. -Yabancıların baskısı
altındaki Osmanlı Hükümeti’nin dağılması karşısında ulus tümden direniş
ve savunmaya geçecektir. -Vatanı kurtarma yolunda İstanbul Hükümet’i
başarısız kalırsa geçici bir hükümet kurulacaktır. -Ulusal kuvvetleri
ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır -Hıristiyanlara egemenlik ve
ayrıcalık tanınamaz. -Manda ve himaye kabul edilemez. -Mebusan Meclisi
açılmalı, hükümetin çalışmalarını denetlemelidir. Kongrenin Önemi:
-Yeni bir devlet kurma düşüncesi belirginleşmiştir. -Misak-ı Milli
sınırları ilk kez belirlenmiştir. -Mustafa Kemal’in başkanlığında Doğu
illerini temsilen, Heyet-i Temsiliye (Temsil Heyeti) adıyla bir yürütme
organı seçilmiştir. -Erzurum Kongresi’nin toplanma amacı bölgesel,
alınan kararlar yönünden ise ulusaldır. SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül
1919) Ulusal direnişi oluşturmada ikinci büyük adım Sivas’ta
atılmıştır. Bu kongre, Heyet-i Temsiliye’nin yanı sıra bazı
vilayetlerden seçilmiş temsilcilerle birlikte 38 delegenin katılımı ile
04/11 Eylül 1919’da yapılmıştır. İstanbul Hükümeti’nin Sivas’ta
kongrenin yapılmasını önlemek için uyguladığı tüm baskılar sonuçsuz
kalmıştır. Sivas Kongresi Kararları: -Erzurum Kongresinde alınan
kararlar kabul edildi. -Anadolu ve Rumeli’de kurulmuş olan Müdafaa-i
Hukuk dernekleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği adı altında
birleştirildi. Erzurum Kongresi’nde seçilen 9 kişilik Heyet-i
Temsiliye, 6 kişi daha ilave edilerek tüm yurdu temsil etme yetkisiyle
genişletildi. Başkanlığına Mustafa Kemal getirilmiştir. Önemi :
-Erzurum kongresinde alınan kararlar bir bölge halkının kararları
olmaktan çıkarılıp tüm ulusa mal edilmiştir. -Ulusun geleceğine ulusun
kendisinin karar vereceği ilkesi gerçekleştirilmiştir. -M.Kemal
kongrede Temsil Heyeti’nin başkanı olarak seçilmekle Ulusal Kurtuluş
Savaşı’nın yetkili lideri haline gelmiştir. -TBMM bu kongrede seçilen
Temsil Heyeti tarafından açılacaktır. AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim1919) Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile yaptığı yazışmalarda; Hükümetin
Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararlarına bağlı olmasını,
Meclis-i Mebusan toplanana kadar hükümetin önemli kararlar almamasını,
atamalarda Heyet-i Temsiliye’ye danışılmasını istemiştir. Ancak bütün
bu yazışmalar bir sonuç vermedi. Bununla birlikte, İstanbul Hükümeti
Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Anadolu’ya bir temsilci
gönderdi.(Bahriye Nazırı Salih Paşa). İstanbul Hükümeti ile Heyet-i
Temsiliye arasında yapılan Amasya görüşmelerinde taraflar şu esaslar
üzerinde anlaşmışlardır: -İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını
Meclis-i Mebusan’da onaylanması şartıyla kabul edecektir. -Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği yasal bir kuruluş olarak İstanbul
Hükümeti’nce tanınacaktır. -Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerin
işgaline izin verilmeyecektir. -Müslüman olmayan topluluklara Türklerin
egemenlik haklarını, toplumsal dengesini bozacak ayrıcalıklar
tanınmayacaktır. -Meclis-i Mebusan’ın güvenlik bakımından İstanbul’ da
toplanması uygun değildir. -İtilaf Devletleri ile yapılacak barış
görüşmelerinde Heyet-i Temsiliye’nin uygun göreceği temsilcilerin
bulunması sağlanacaktır. Sonuç: -Heyet-i Temsiliye Osmanlı Hükümeti
tarafından resmen tanınmıştır. -Görüşmeler sonunda Meclis-i Mebusan’ın
İstanbul’da açılması İstanbul Hükümeti’nce kabul edilmiştir. HEYET-İ TEMSİLİYE’NİN ANKARA’ YA GELİŞİ (27 ARALIK 1919)27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal burasını Anadolu’daki
direniş hareketinin merkezi olarak seçmişti. Gerçekten de Ankara
coğrafi konum bakımından Anadolu’nun ortasına yakın bir yerde
bulunuyordu.Ayrıca o dönemin en önemli ulaşım aracı olan demiryolu
Ankara’ya kadar uzanıyordu. MECLİS-İ MEBUSAN’IN SON TOPLANTISI VE MİSAK-I MİLLİ’NİN KABUL EDİLMESİ (28 Ocak 1920) 12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplandı. Bu meclisin
verdiği en önemli karar, taslakları Mustafa Kemal tarafından
milletvekillerine Ankara’da verilen ve sonraları Misak-i Milli olarak
adlandırılacak olan Ahd-ı Milliye(Ulusal And) 28 Ocak 1920’de kabul
edildi. Meclisin ve İstanbul Hükümeti’nin çalışmalarından ve Anadolu’da
artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri 16
Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler. Yunan birlikleri de Anadolu
içlerine doğru ilerlemeye başladı. İstanbul’un işgalinden sonra
Meclis-i Mebusan padişah tarafından kapatılmıştır. Misak-ı Milli
(Ulusal And) kararları: -Halkı özgür kalır kalmaz ana yurda kendi
istekleriyle katılmış olan Kars, Ardahan, Artvin için gerekirse yeniden
oylama yapılacaktır. -Batı Trakya’nın durumu orada yaşayanlar
tarafından saptanmalıdır. -Halifeliğin, İstanbul ve Marmara’nın
güvenliği sağlanmalıdır. Boğazlar konusu, ilgili devletlerle birlikte
verilecek kararlarla çözümlendikten sonra Boğazlar dünya ticaretine
açılabilecektir. -Azınlıklar için istenen haklar sınırlarımız dışındaki
Türklere de uygulanması koşuluyla kabul edilebilir. -Ulusal ve ekonomik
gelişmemizi mümkün kılmak amacıyla tam serbestlik ve bağımsızlık
sağlanması, siyasi, adli, mali gelişmemize engel olan sınırlamaların
kaldırılması gereklidir. -Müslüman Arapların çoğunlukta olduğu yerlerin
kaderi halkın oyuna uygun olmalıdır. Önemi: -Misak-ı Milli ile M.Kemal
Paşa’nın düşünceleri Osmanlı parlamentosu tarafından kabul edilmiş ve
yasallaşmıştır. -Türk ulusunun bağımsızca yaşayacağı vatan sınırları
çizilmiştir. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILMASI (23 Nisan 1920) İstanbul’un işgali edilmesi ve Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasıyla
Osmanlı yönetimi çökmüştür. Padişah İtilaf Devletlerin esiri haline
gelmişti. Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıdır.
Ulusu temsil eden, ulus adına karar veren yetkili organa ihtiyaç
vardır. Bu da yeni bir meclistir. 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin
katılımı ile TBMM açıldı. Meclisin açılmasıyla Heyet-i Temsiliye’nin
görevi sona ermişti. Meclis M.Kemal’i başkanlığa getirmiştir. 2 Mayıs
1920’de ilk TBMM Hükümeti kuruldu. 20 Ocak 1921’de yeni Türk
devleti’nin ilk Anayasa’sı (Teşkilat-ı Esasiye) oluşturulmuştur. Bu
anayasaya göre;. -Egemenlik ulusa aittir. -Kuvvetler birliği ilkesini
benimsemiştir. -Meclis Başkanı hükümetin de başkanıdır.
</td></tr></table>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersambari.yetkin-forum.com
 
Türk Kurtuluş Savaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» TRABLUSGARP SAVAŞI
» 1. İnönü Savaşı
» 1.Dünya Savası Nedenleri
» I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) NEDENLERİ ve SONUÇLARI
» TÜRK MANTIKÇILARI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dersambari.goo-dart.com :: DERSLER :: T.C İNKİLAP TARİHİ Ve ATATÜRKÇÜLÜK :: Metin Halinde Belgeler-
Buraya geçin: