Süleyman Nazif:
Servet-i Fünûn şairlerinden Fâik Ali Ozansoy un ağabeyidir. Soy olarak bilgin, tarihçi ve edebiyatçı bir aileye mensuptur. Babası da hem bilgin bir edebiyatçı hem dezamanın değerli bir devlet adamıdır.
Bütün sanat hayatı boyunca Namık Kemal in etkisinde kalan Süleyman Nazif hem nazım hemde nesir alanında eserler vermiştir. O Servet-i Fünûn topluluğunu daima onlara uzaktan katılan bir üyesidir. Aktif olarak bu topluluğun içinde bulunmadığı gibi sanat ve estetik bakımından da onlardan oldukça farklıdır. Süleyman Nazif duru ve yalın Türkçe nin de karşısındadır. Özden bir vatan ve milletsever bir sanatçı ve aynı zaamanda da oldukça tutucudur. Geçmişin her türlü olumlu değerlerine büyük bir inançla bağlıdır. Servet-i Fünûncuların “sanat sanat için” anlayışını kabul edip buna göre eser vermelerine karşılık Süleyman Nazif sanatı daima toplumun ve ulusal sorun ve davaların emrinde kullanmıştır. Dilce, düşüncece birhayli eski olan Süleyman Nazif vatan ve millet davaları konusunda bütünüyle yeni ve çağdaş bir görüşe sahihtir.
Süleyman Nazif kişisel hayatında olduğu gibi manzum ve mensur tüm eserlerinde de heyecanlıdır. Onun ortası hemen hemen yok gibidir. Sevip beğenmediği ölçüsüz yüceltir. Sevmeyip beğenmediğini de alabildiğine küçültür ve alçaltır.
Nazif Osmanlı Türkçesinin en güçlü dönemindeki yazarların çoğundan daha sağlam ve daha sanatlı bir dile sahiptir. Ne var ki dilinin anlaşılabilirlikten uzak oluşu onu günümüzden uzaklaştırmıştır. Süleyman Nazif de Cenap Şahabettin gibi sanat hayatının II. Döneminde nazım çalışmalarını azaltmış ve büyük ölçüde nesir alanında eser vermiştir.
Başlıca Eserleri:
Gizli Figanlar(şiirler); Batarya ile Ateş; Firak-ı Irak; Malta Geceleri; Çal, Çoban Çal; Tarihin Yılan Hikayesi; Piyer Loti Hitabesi.
Siyasal görüş ve tartışmaları: Çalınmış Ülke, İmana Tasallût, babil Melikesi, Yıkılan Müessese