dersambari.goo-dart.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dersambari.goo-dart.com

BİLGİ VE SLAYTLARDAN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLMANIZ GEREKMEKTEDİR!!!
 
AnasayfaKAPILatest imagesKayıt OlGiriş yapMilli Edebiyat Dönemi Aataor10

 

 Milli Edebiyat Dönemi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ZypLorD
Admin
Admin
ZypLorD


Mesaj Sayısı : 640
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 31
Yer : 'imden sanane :)

Milli Edebiyat Dönemi Empty
MesajKonu: Milli Edebiyat Dönemi   Milli Edebiyat Dönemi Icon_minitimeSalı 14 Nis. 2009, 23:39

milli edebiyat dönemin özellikleri
1911 yılı Nisan'ında Selanik'te çıkmaya başlanan Genç Kalemler dergisi ile milliyetçilik hareketli edebiyat da başlamış oldu. Ömer Seyfettin, Akil Koyuncu, Rasim Haşmet ve daha önce Fecr-i Ati Encümenliğinde bulunan Ali Canip gibi gençlerin çıkardıkları bu dergi, "Milli Edebiyat" deyimini ilk defa ortaya atarak, böyle bir edebiyat oluşturma görevini de üzerine almıştır.
Genç Kalemler, ilk sayısından son sayısına kadar baş makalelerini, temel hedefi "yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak" ve böylece "yazı dili ve konuşma dili ikiliğini ortadan kaldırmak" olan "Yeni Lisan" meselesine ayırdığı gibi, zaman zaman, diğer sütunlarını da bu konu etrafındaki münakaşalara ayırmış, meseleyi tam bir ciddiyet ve ısrarla yürütmeye çalışmıştır.
Edebiyat dilinin, o zamana kadar tamamıyla Arapça ve Acemcenin (Farsçanın) hâkimiyeti altında "yapma bir dil" olduğu inancında olan gençler, Edebiyat-ı Cedide ve Fecr-i Ati üyelerini "dillerinin yabancılığından dolayı" şiddetle tenkit etmişler ve daha geniş halk kitlelerine hitap etme imkânını sağlayacağı ve böylece modern kalkınmaya da yardım edeceği için sadece edebi değil, aynı zamanda sosyal bir dava saydıkları "Yeni Lisan" davasının gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Bu düşüncenin ilkeleri de şunlardır:
• Arapça ve Farsça gramer kurallarının kullanılmaması ve bu kurallarla yapılan tamlamaların istisnalar dışında kaldırılması,
• Arapça kelimelerin gramerce asıllarına göre değil, Türkçedeki kullanılışlarına göre değerlendirilmesi,
• Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçede söylendikleri gibi yazılmaları
• Bütün Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasına lüzum olmadığından, ilmi terim olarak Arapça kelimelerin kullanılmasına devam edilmesi,
• Diğer Türk lehçelerinden kelime alınmaması,
• Konuşmada İstanbul şivesinin esas tutulması
Yeni Lisan hakkındaki düşüncelerini böyle belirten gençler, Tanzimat devrine kadar İran'ın ve ondan sonra Fransa'nın taklitçisi saydıkları Türk edebiyatının, artık "taklit safhasından çıkarılarak yaratma safhasına geçmesini" ve bunun için de "Türk halkının hayatına yönelmesini" istemiştir. Ancak, bu yöneliş isteği roman, hikâye ve tiyatro ile ilgilidir. Bu türler, konularını ve kişilerini yerli hayattan almalıdırlar. Fakat, tamamıyla "vicdani bir keyfiyet" olan şiir için böyle bir kayda lüzum yoktur. Şiire tanıdıkları bu imtiyaz onları, sanat anlayışında ikiliğe düşürmüş ve Edebiyat-ı Cedide ile Fecr-i Ati'nin ferdiyetçi sanat anlayışından tamamıyla ayıramamıştır.
Buna rağmen, Genç Kalemler'in edebiyat ve edebi dil anlayışları Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati mensuplarınca büyük bir tepki ile karşılanmıştır. Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Halit Ziya, Cenap Şehabettin, Süleyman Nazif, Yakup Kadri ve Fuat Köprülü tarafından yapılan itirazlar, daha çok "Yeni Lisan'ın bir edebiyat dili olmayıp ancak bilim dili olabileceği", sanat eserlerinin milletlerarası olması sebebi ile "edebiyatın da milli olamayacağı" ve Genç Kalemlerce açıklanan Milli Edebiyat anlayışının "ırki bir karakter taşıdığı" noktalarında toplanmıştır.

Milli Edebiyat Döneminin Genel Özellikleri
• Dil sade olmalıdır.
• Dilden hareketle milli benliğe dönmek ve milli kaynaklara yönelmek gerekir. Hece ölçüsü temeldir.
• İstanbul Türkçesi, dilde birlik için baz alınmalıdır.
• Halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılmalıdır.
• Arapça, Farsça dil kuralları ve terkipleri atılmalıdır.
• Şayet, amma, lakin gibi konuşma lisanına geçmiş olanlardan başka Arapça, Farsça edatlar ve bağlaçlar kullanılmamalıdır. Arapça, Farsça kelimelerin Türkçeleşmiş telaffuzları kullanılmalı, Türkçede tam karşılığı bulunan yabancı kelimeler hiç kullanılmamalıdır.

________________________________________
________________________________________
Milli Edebiyat Döneminde Şiir
Genç Kalemler, kendilerinden önceki Türk edebiyatını sunilikle ve taklitçilikle suçlarken, çağdaşları olan Fecr-i Ati'yi de unutmamışlar, onu da iyice hırpalamışlardır. Genç Kalemler de, şiiri "yalnız sanatçıya ait şahsi bir mesele, yalnız bir estetik haz vasıtası" saymaları bakımından, Fecr-i Ati'nin ferdiyetçi sanat anlayışından ayrılmış değildirler. Dil hususundaki ayrılığa, sonraları aruz yerine heceye getirmeleri bakımından yine tamamıyla dışça bir ayrılık daha eklenirse de, ferdiyetçi sanat anlayışlarında hiçbir değişiklik göze çarpmaz.
Milli Edebiyat Hareketi'nin tutunmaya çalıştığı 1911-1917 yılları arasında, Türk şiirinde oldukça karışık bir durum göze çarpar. Milli bir edebiyata taraftar şairlerin şiir anlayışında tam bir birlik görülmez. Milli Edebiyat hareketince şiirin şahsi bir mesele olarak sayılması üzerine, Milli Edebiyat deyiminden bazı şairler konuca "eski Türk tarihine, efsane ve geleneklerine bağlanmayı" anlayarak bu tarzda şiirler yazarken (Mehmet Emin, Ziya Gökalp); bazıları "Osmanlı İmparatorluğu'nun parlak devirlerini yaşatmaya" çalışıyor (Yahya Kemal, Enis Behiç); bazıları da, millileşmeyi "halk şiirine bir dönüş" sayarak, halk nazım şekilleri ile şiirler yazıyor (Rıza Tevfik, Faruk Nafiz, Orhan Seyfi) ve hemen hepsi birinci gruptakiler hariç ferdiyetçi bir sanat anlayışı içinde, yalnız kendi duygu ve hayal dünyalarını ortaya koyuyordu.


Milli Edebiyat Döneminin Şiir Özellikleri:
• Şiirde önceleri aruz ölçüsü kullanılırken daha sonra hece ölçüsü kullanılmıştır.
• Halkın yaşantısı ve ülke sorunları konu edilmiştir.
• Şiirde millileşme hedeftir ve Halk edebiyatı nazım biçimleri kullanılmıştır.
• Yarım, tam ve zengin kafiye kullanılmıştır.
• Ziya Gökalp ve Mehmet Emin, eski Tük tarihine, efsane ve geleneklerine; Faruk Nafiz’in önderliğinde Beş Hececiler de Halk edebiyatı geleneklerine yönelmeyi millilik olarak görmüşlerdir.
________________________________________
________________________________________
Milli Edebiyat Döneminde Roman ve Hikâye

1908'den sonra, sadece ferdi temaları işleyen, dilde Servet-i Fünun nesrinin bir devamı olan, sosyal hayat ve onun sorunları ile genellikle ilgisiz Fecr-i Ati hikâye ve romanlarının yanı başında; daha çok hayata ve sosyal meselelere yönelen, yapma dil ve üslubu bir yana bırakarak konuşma dilini ve üslubunu hâkim kılmaya çalışan yeni bir hikâye ve roman tarzının da hızla yer almaya başladığı görülür. Bu tarz roman ve hikâyeler arasında, Ebubekir Hazım'ın Küçük Paşa (1910) romanı ile Refik Halit'in Memleket Hikâyeleri (1919) gibi, vakaların geçtiği yerleri İstanbul'un dışına çıkararak sosyal sorunları daha geniş ve şartlan değişik çevreler içinde ele almaya çalışanların; Ömer Seyfettin'in hikâyeleri gibi milliyetçiliği normal bir sosyal davranış olarak yaşatanların; Halide Edip'in Yeni Turan (1913) ve Ahmet Hikmet'in Gönül Hanım romanları gibi, milliyetçiliği siyasi bir ideoloji olarak ele alanların; yine Halide Edip'in Ateşten Gömlek (1922) romanı gibi, Türk yaşayışının Tanzimat'tan başlayarak üç nesil boyunca geçirdiği sosyal değişiklikleri tasvir ve tahlil edenlerin de yer aldıkları göz önünde tutulursa; bu devirde romancılığın ve hikâyeciliğin Türk sosyal hayatını ve meselelerini ne kadar çeşitli yönlerden ve ne kadar genişlemesine ele almaya çalıştığı kovalıkla anlaşılabilir.
Ayrıca bu devrin hemen hemen bütün romancıları ve hikâyecilerinin yalnız aşk temasını işleyen romanlar ve hikâyeler yazmadıkları belirtilmelidir. Sonuç olarak, bu devrin roman ve hikâyelerinde, fert hayatından sosyal hayata doğru genişçe bir açılmanın; tema bakımından, sosyal konulara doğru büyük bir kaymanın başladığını söylemek gerekir.

Milli Edebiyat Döneminde Roman ve Hikâye Özellikleri:
• Dil, çok sadedir.
• Eserlerde realist akımın etkisi görülür.
• Teknik olarak Batı'yla eşdeğerdir.
• Konu olarak en çok "Kurtuluş Savaşı" işlenmiştir.
• Sosyal meselelere değinilmiş, mekân olarak İstanbul dışı seçilmiştir.

Milli Edebiyat döneminde şiir ve düzyazı türlerinde önemli sanatçılar vardır:

Ömer Seyfettin
Ziya Gökalp
Ali Canip Yöntem
Mehmet Emin Yurdakul
Mehmet Fuat Köprülü
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Refik Halit Karay
Reşat Nuri Güntekin
Halide Edip Adıvar
Halide Nusret Zorlutuna
Ali Mümtaz Arolat
Rıza Tevfik Bölükbaşı
Bağımsız Sanatçılar:
Yahya Kemal Beyatlı
Mehmet Akif Ersoy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Milli Edebiyat Dönemi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» EDEBİYAT NEDİR, EDEBİYATIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
» Milli Edebiyat
» Sözlü edebiyat
» CÂHILIYYE DÖNEMI
» SAVAŞ DÖNEMİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dersambari.goo-dart.com :: DERSLER :: EDEBİYAT :: Metin Halinde Belgeler-
Buraya geçin: