dersambari.goo-dart.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dersambari.goo-dart.com

BİLGİ VE SLAYTLARDAN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLMANIZ GEREKMEKTEDİR!!!
 
AnasayfaKAPILatest imagesKayıt OlGiriş yapATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM Aataor10

 

 ATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AZİZ
Admin
Admin
AZİZ


Mesaj Sayısı : 536
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 31
Yer : Tokat/ZİLE

ATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM Empty
MesajKonu: ATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM   ATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM Icon_minitimePerş. 30 Nis. 2009, 18:58

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük komutan, siyasi deha ve büyük devlet adamı Ulu önder Mustafa Kemal ******, çağdaş bir toplum yaratmanın bütün unsurlarını tespit etmiş ve gerekli çözüm yollarını da beraberinde Türk Milleti'nin ve insanlığın hizmetine sunmuştur. ******, temelde kurduğu bu büyük Cumhuriyeti, ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olan Türk gençliğine armağan etmiştir.
******'ün her konuda olduğu gibi, spor konusundaki görüşleri de çağdaş, günümüz şartlarıyla bağdaşan, kalıcı ve geçerli görüşlerdir. ******, emanetinin yücelmesi ve gelişmiş batılı ülkeler düzeyine ulaşabilmesi için genç kuşağın bedenen, ruhen, zihnen, fikren, ahlâken ve ilmen iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanmıştır. Bu sebeple ******, gençliğin "beden eğitimi ve spor" faaliyetlerine büyük önem vermiştir. Bu önem ******'ün sporcu kişiliğinden de kaynaklanmaktadır.
Sporu her yönü ile teşvik eden Ulu Önder ******, spor sayesinde zindelik ve güç kazanılacağını söylüyordu. Sağlık açısından vazgeçilmez bir unsur olan sporu kendisi de yapmaktaydı. En çok sevdiği spor ise güreşti. Güreşi her yönü ile teşvik ettiği gibi sık sık güreş müsabakalarını da izlemekteydi. Başarılı olan Milli güreşçileri tebrik edip ödüllendirdiği gibi, onların galibiyeti ile heyecanlanır, büyük sevinç duyardı. Özel bir sevgi duyduğu ağır siklet dünya şampiyonumuz Çoban Mehmet'le bir müsabaka sonrası Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde şakalaşmış ve ona şöyle demişti: "Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet, seninle güreş tutsak, beni de yenebilir misin?..." Çoban Mehmet'in cevabı ise; "Sizi bütün dünya yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?..." şeklindeydi. Büyük ******, Çoban Mehmet'in bu cevabı karşısında duygulanmış ve kendisini alnından öpmüştü.
******'ün bilfiil yaptığı üç spor vardı. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul'da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları... Yaz aylarında, Florya Köşkü'nde istirahatta bulunduğu günlerde sandala binerek kürek çekmeden çok hoşlandığı bilinen bir gerçektir. "Denize inmek medeniyetin şiarıdır" diyen ******, İstanbul Fenerbahçe kıyılarının gençliğin deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesi yolunda ilgililere direktifler vermişti. Onun için sporu her yönü ile destekleyen, bazı spor dallarını ise bilfiil yapan ******'ün spora verdiği değeri Türk Gençliğinin yetişmesi açısından rehber olarak görmek lazımdır.
******, her alanda olduğu gibi sporda da bilim yolundan ayrılmamayı tavsiye ederken, sporun üzerinde ısrarla durmuş ve ona yeni bir benlik kazandırmıştır. "Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar, beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir" sözleriyle de bunu kanıtlamıştır.
****** dönemi spor politikası incelendiğinde, onun konuya bugünkü manâda baktığı, ancak o günün imkan ve şartları ile ülke yönetimi doğrultusunda olaya devletçi bir yaklaşım gösterdiği anlaşılmaktadır.
Ulu önderin Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği" ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu raporunda Miralay rütbesindeki Mustafa Kemal'in Genç Dernekleri Yönetmeni olarak, üzerinde durduğu ana noktalar şunlardı:
Yeni neslin fikri ve bedeni eğitimi için genç dernekleri ve izcilik ele alınmalıdır.
Gençler 12 yaşından itibaren esaslar dahilinde yetiştirilmelidir.
Beden eğitimi okullarda programlı olmalıdır.
Spor kulüplerinde sağlığın korunması, spor fizyolojisi ele alınmalıdır.
Spor kulüp başkanları siyasetin dışında kalmalıdır.
Beden eğitimi ders saatleri arttırılmalıdır.
******'ün Türk sporuna gerçek desteği ve katkısı sporun ülkede yaygınlaştırılması ve örgütlenmesi yolunda olmuştur. Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştu. Cumhuriyet ilkelerine bağlı olarak kurulan bu ilk spor cemiyetinin ve federasyonlarının yöneticileri ******'ün yarattığı ortamla seçimle belirlenmiş ve demokratik bir şekilde spor örgütlenmelerinin temelleri atılmıştı. ****** o günlerde, "Türk sosyal yapısında spor hareketlerini düzenlemekte görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak amacıyla bir spor politikası oluşturamazlar. Esas olan, bütün, her yaştaki Türkler için beden terbiyesini sağlamaktır" diyerek, sporda hedefin halkın sağlığı ve toplum sporu olduğunu işaret ederek, günümüzde hâla erişilmek istenen ideal olan "Herkes İçin Spor" hedefini tespit etmiş ve görevlileri bu konuda uyarmıştır.
16 Ocak 1923 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında, "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ)" kamu yararına dernek olarak kabul edilmiş ve böylece ilk kez devlet spora ve sporcuya destek ve yardım elini uzatmıştır. Nitekim, Yeni Türk Devleti'nin bütün kaynak ve imkansızlıklarına rağmen, 1924 Paris Olimpiyatları'na katılma kararı da takdire şayan bir uygulama idi ve kararın altında ******'ün imzası vardı.
1924 yılında yayınlanan köy yasası ile köylerde güreş, cirit ve atıcılık gibi köy oyunlarını özendirici hükümlere yer verilmiştir. 1930 yılında çıkarılan Belediye Yasası, belediyelere "çocuk bahçeleri, spor alanları, yerel ihtiyaçlara uygun stadyumlar yapmak ve işletmek" gibi yükümlülükler getirmiştir. Bu gün hala uygulanmasına ihtiyaç duyulan bu yasanın, ******'ün ölümünden sonra uygulanmamasının sonuçlarını bizler yaşadık; dileğimiz çocuklarımızın yaşamaması. Yine 1932 yılında ******'ün talimatıyla kurulan halkevlerinin yapması gereken çalışmalar arasına spor da eklenmiştir.
Türk sporu, ****** döneminde devletin kontrolü altına girmiştir. 1936'da Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın yerine yarı resmi bir kuruluş olan "Türk Spor Kurumu" kurulmuş ve zamanın tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'ne bağlanmıştır.
Milli mücadeleye başlamak, Misak-ı Milli'yi ilan etmek ve Kuvayı Milliye'yi kurmak amacıyla, Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmesini sağlayarak, Türk gençliğine verdiği önemi ortaya koymuştur. 23 Nisan Çocuk Bayramı gibi dünyada eşine rastlanmayacak kararlardan birini daha alan ve yasalaştıran ******, Türk gençliğini spora yönlendirerek, enerjilerini vatansever bir duygu içinde, Türkiye'nin kalkınmasına yönlendirmeyi amaçlamıştır.
******'ün direktifleriyle hazırlanan ve ülkemiz sporunu 48 yıl yönlendiren 3530 sayılı "Beden Terbiyesi Kanunu" 29 Haziran 1938 günü kabul edilmiştir. ******'ün hastalığı yüzünden, TBMM'nin 1 Kasım 1938'deki açılışında Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutkunda spor için söylediği son sözleri şöyledir: " Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan çok daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır. Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Yüksek Kurultayın kabul ettiği "Beden Terbiyesi Kanunu'nun tatbikine geçildiğini görmekle memnunum". Görüldüğü gibi, ******'ün spor anlayışı, geçliğe yaklaşımı ve düşünceleri günümüzde güncelliğini hala korumaktadır.Ancak bu kadar açık yol gösterici liderimize rağmen sporda istenilen noktaya henüz ulaşılabildiğimiz söylenemez. Buna rağmen sporun yaygınlaşmasında, eğitiminde, uluslar arası spor organizasyonlarında gerek milli takımlar düzeyinde gerekse kulüp takımları düzeyinde son yıllarda alınan başarılı sonuçlar ve spor tesislerindeki önemli artışlar sevindirici gelişmeler olarak kaydedilebilir. Bu gelişmeler, yeni nesillerin Atalarından alacakları ilhamla Türkiye'nin geleceğe daha emin adımlarla ilerleyeceğini ve her alanda olduğu gibi spor alanında da layık olduğu yere geleceğini göstermektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersambari.yetkin-forum.com
 
ATATÜRKÜN SPORA VE SPORCUYA VERDİĞİ ÖNEM
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dersambari.goo-dart.com :: GENEL KÜLTÜR :: ATATÜRK KÖŞESİ-
Buraya geçin: